Garip Akımı (Birinci yeniciler)
Garipçiler, (Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat Horozcu ve Orhan Veli Kanık) Garip
adıyla çıkardıkları kitaplarına yazdıkları önsözde, Türk şiirini katı
kurallara bağlı ve doğallıktan uzak gördüklerini dile getirmişlerdir. Garipçiler (Birinci yeniciler)’e göre bu durumun gerçek sebebi hece ölçüsü ve kafiye gibi kalıpların şiirde vazgeçilmez olarak kabul görmesiydi.
Garipçiler, Türk şiirinde o güne kadar kabul edilmiş
kalıp ve anlayışlardan kurtulmak gerektiğini düşünür ve biçimciliğe,
duygusallığa karşı koyup, söyleyiş güzelliğini esas olarak görür. Şiirde
tüm kurallara ve önceden belirlenmiş kalıplara karşı koyarak
kuralsızlığı kural olarak gördüler. Şiirin ölçü, uyak
ve dörtlükle alakası olmadığını, özgür bir şekilde yazılması
gerektiğini ileri sürdüler ve şiirin konularını oldukça genişlettiler. O
zamana kadar “seçkin” bir tür sayılan şiirin hemen her konuda
yazılabileceğini ileri sürdüler. Garipçiler, günlük konuşma dilini şiire eklediler; “nasır” gibi sıradan bir kelimenin de şiirde kullanılabileceğini gösterdiler.
- Mısracı zihniyete, vezin ve kafiyeye karşıdır.
- Bütün edebi sanatları, ses ve şekil oyunlarını reddeder.
- Şiirin günlük konuşma diliyle, alelade kelimelerle yazılabileceğini savunur.
- Şiirin gelenekten uzak olması gerektiğini iddia eder.
- Bütün edebi sanatları, ses ve şekil oyunlarını reddeder.
- Şiirin günlük konuşma diliyle, alelade kelimelerle yazılabileceğini savunur.
- Şiirin gelenekten uzak olması gerektiğini iddia eder.
Garip Akımı
Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday'ın öncülüğünü yaptığı şiir akımına verilen isim. Garip akımı şairleri, Türk şiirinde o güne kadar yer etmiş kalıp ve anlayışlardan kurtulmak gerektiğini savunur ve biçimciliğe, duygusallığa karşı çıkıp, söyleyiş
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık ya da Orhan Veli (13 Nisan 1914, İstanbul - 14 Kasım 1950, İstanbul), Türk şair. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı.[4] Şair 36 yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı.[5]
Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz vezinlerini kullanmayı reddetti. Kafiyeyi ilkel; mecaz, teşbih, mübalağa gibi edebi sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı. "Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği atmak" amacıyla yola çıkan Kanık'ın bu arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları azaltsa da şair, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar oluşturdu.[6] Yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı. 1941 yılında, arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Garip adlı şiir kitabında bu fikirlerinin örnekleri olan şiirleri yayınlandı ve Garip akımının doğmasına sebep oldu. Bu akım özellikle 1940-1950 yılları arasında Cumhuriyet dönemi şiirinde büyük etki bıraktı.[7] Garip şiiri hem yıkıcı hem de yapıcı özelliği ile Türk şiirinde bir mihenk taşı kabul edilir.[8]
Kanık, şiire getirdiği bu yenilikler yüzünden önceleri büyük ölçüde yadırgandı, çok sert eleştiriler aldı ve küçümsendi.[I][7][9][10] Geleneklerin dışına çıkan eserleri, önce şaşkınlık ve yadırgama, daha sonra eğlenme ve aşağılamayla karşılansa da hep ilgi uyandırdı.[6] Bu ilgi ise kısa zamanda şaire duyulan anlayış, sevgi ve hayranlığın artmasına yol açtı.[6] Sait Faik Abasıyanık da Orhan Veli'nin bu yönüne dikkat çekerek onu "üzerinde en çok durulmuş, zaman zaman alaya alınmış, zaman zaman kendini kabul ettirmiş, tekrar inkâr, tekrar kabul edilmiş; zamanında hem iyi hem kötü şöhrete ermiş bir şair" olarak tanımladı.[11]
Her ne kadar Garip döneminde yazdığı şiirleriyle öne çıksa da Orhan Veli "tek tür" şiirler yazmaktan kaçınmıştı. Durmadan arayan, kendini yenileyen, kısa yaşamı boyunca uzun bir şiir serüveni yaşayan Kanık'ın edebiyat hayatı farklı aşamalardan oluşmaktadır.[12] Oktay Rifat bu durumu "Orhan Fransız şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi." ve "Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı." sözleriyle açıkladı.
Garipçiler
Oktay Rifat Horozcu
10 Haziran 1914'te Trabzon'da doğdu. 18 Nisan 1988'de
İstanbul'da yaşamını yitirdi. 1936'da Ankara Hukuk Fakültesi'ni
bitirdi. Maliye Bakanlığı'nca gönderildiği Paris'te siyasal bilgiler
fakültesinde 3 yıl öğrenim gördü. 2'nci Dünya Savaşı'nın başlaması
nedeniyle 1940'ta eğitimini tamamlayamadan yurda döndü. Maliye
Bakanlığı'nda, ardından Matbuat Umum Müdürlüğü'nde çalıştı. Ankara ve
İstanbul'da serbest avukatlık yaptı. 1955'te İstanbul'a yerleşti.
1973'te Devlet Demir Yolları'ndan emekli oldu. İlk şiiri 1936'da Varlık dergisinde yayınlandı. Orhan Veli Kanık ve Melih Cevdet Anday ile Varlık dergisinde başlattıkları atılım "Garip"
adı verilen şiir akımının doğmasına neden oldu. İlk şiirlerinde, diğer
arkadaşları gibi, kentte yaşayan insanların günlük yaşamlarını işledi.
Etkileyici gücünü şaşırtıcı buluşlardan, alay ve yergiden alan, dili
yalın, 4-5 dizelik şiirler yazdı. 1944'ten sonra Aile, Yaprak, Yeditepe,
Yeni Dergi gibi dergilerde yayınlanan şiirleriyle etkili oldu. "Yaşayıp
Ölmek ve Avarelik Üstüne Şiirler" kitabında bir yandan Garip çizgisini
sürdürürken bir yandan geleneksel biçimler denedi. Yarım ve tam uyaklar
kullandığı bu dönem şiirlerinde halk şiiri geleneğini geliştirmeye
çalıştı. Şiirinin üçüncü evresinde toplumsal
sorunları konu alan şiirlere ağırlık verdi. Halk deyişlerinden
yararlanarak alaya, yergiye dayalı şiirler yazdı. "Aşağı Yukarı" ve
"Karga ile Tilki" kitaplarında özgür bir söyleyişe ulaştı. Yer yer
düzyazıya hatta senaryoya yaklaşan uzun şiirlerinde yeresel ağızlardan
argoya kadar konuşma dilinin değişik ve zengin olanaklarını kullandı.
1960'lara doğru giderek soyutlaşan bir şiire yöneldi. Yoğun düşünce ve
duyarlılıkla geleneksel ölçülere benzer biçimlerde işlenmiş ürünler
verdi. Çağdaş sanatın gelişmelirini ve sorunlarını ele alan yazılar,
şiir çevirileri, oyunlar ve oyun çevirileri yayınladı.
ESERLERİ
ŞİİR:
Garip 1941 (Orhan Veli Kanık ve Melih Cevdet Anday'la)
Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler 1945
Güzelleme 1945
Aşağı Yukarı 1952
Karga ile Tilki 1954
Perçemli Sokak 1956
Aşık Merdiveni 1958
Elleri Var Özgürlüğün 1966
Şiirler 1969
Yeni Şiirler 1973
Çobanıl Şiirler 1976
Bir Cigara İçimi 1979
Elifli 1980
Denize Doğru Konuşma 1982
Dilsiz ve Çıplak 1984
Koca Bir Yaz 1987
Garip 1941 (Orhan Veli Kanık ve Melih Cevdet Anday'la)
Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler 1945
Güzelleme 1945
Aşağı Yukarı 1952
Karga ile Tilki 1954
Perçemli Sokak 1956
Aşık Merdiveni 1958
Elleri Var Özgürlüğün 1966
Şiirler 1969
Yeni Şiirler 1973
Çobanıl Şiirler 1976
Bir Cigara İçimi 1979
Elifli 1980
Denize Doğru Konuşma 1982
Dilsiz ve Çıplak 1984
Koca Bir Yaz 1987
ÖDÜLLERİ
1955 Yeditepe Şiir Ödülü Karga ile Tilki kitabıyla
1970 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü Şiirler kitabıyla
1980 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü Bir Cigara İçimi kitabıyla
1981 Madaralı Roman Ödülü Danaburnu romanıyla
1984 Behçet Necatigil Şiir Ödülü Dilsiz ve Çıplak kitabıyla
1970 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü Şiirler kitabıyla
1980 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü Bir Cigara İçimi kitabıyla
1981 Madaralı Roman Ödülü Danaburnu romanıyla
1984 Behçet Necatigil Şiir Ödülü Dilsiz ve Çıplak kitabıyla
Ölçüsüz, uyaksız, söz ve anlam sanatlarından soyunmuş, çıplak, yalın anlatımlı bir şiirdir bu. Dize örgüsü yönünden de değişik bir yapısı vardır. Konusunu sıradan bir insanın yaşamından almıştır.
Şiirlerimizin yadırganışı sadece alışılmış kalıpların dışına çıkışımızdan değil, çıkmak isteyişinden, bunda ayrı bir keyif buluşundandı. Gayretimizin nasıl bir sebebe ulaştığını anlayınca biz de yumuşar gibi olduk. Gelgelelim, bu arada şiire girmiş olan bazı şeyler, şiirin öz malı imiş gibi, yerleşti kaldı. Bunlardan biri eski şiirin yüksekten konuşmasına karşılık, şiire sokulan, alelade konuşma; bir de eski şiirin büyük konularının, büyük heyecanlarının yanı başında yer alan, küçük alelade olaylar, küçük alelade insanlardı. İlk niyat hiç bir şeyin şiir dışı kalmamasını sağlamaktı. Ama, bu yeni şiir yavaş yavaş yayılıp bir çok kimse tarafından tutulunca iş değişti. Genç okur yazarlar, hatta bu işle uğraşanlar, sandılar ki şiir yalnız küçük olayların, yalnız alelade bir dille anlatılmasından meydana gelir. Böyle böyle bu basitlik, bu aleladelik şiirin bir tarafı, bir şartı oldu.Garip şiirinin kolayca tutunuşunda içerdiği kolaylığın büyük payı olmuştur. Ayrıca bu şiir serbestçilerin şiiriyle de, kimi yönleriyle uyuşuyordu. Çünkü, Garipçilerin gerçekleştirmek istediği, şairaneliği yıkma, çalışan geniş yığınların şiirini yaratma, ölçüye bağlanmama, günlük dile yaslanma, doğal ve içten olma, insan ve toplum sorunlarına yönelme başta Nazım Hikmet olmak üzere serbest şiire yönelmiş öteki şairlerinde ardından koştukları özelliklerdi. Buna karşın aralarında kimi ayrılıklarda vardır. Garip şiiri coşku ve söylev havasından uzak bir söyleyişle; üstü kapalı, yergici bir tutumla toplumsal sorunlara eğilirken;
Garip akımı özellikleri
1-Vezin ve kafiyeye karşı çıkmışlardır
2-Günlük konuşma dilini şiir çalışmışlardır
3-Mecaza,süse ve suniliğe karşı çıkıp;yalnızlığa önem verdiler
4-Halk şiirinin anlatım ve deneyimlerinden faydalandılar
5-O güne kadar şiirimizde kullanılmayan bir takım sözcükleri kullandılar
6-Sıradan insanlar şiire konu olmuştur.
7-sevinçlerini fazlasıyla şiire yansıtmışlardır
8-Kaynağını batı şiirinden alan Garip akımı eskiye ait olan her şeyin karşısında
olup özellikle şairane söyleyişin karşısında olmuşlardır.
9-Şiirde söz ve anlam oyunları bırakılmıştır.
Garip Akımı şairleri
ORHAN VELİ KANIK (1914-1950)-Kafiyeyi şiir için gerekli görmekten vazgeçmek
-Şairane duyuları, parlak görüntüleri şiirden silmek
-Şiiri hayal gücünün kapalı duvarlarından kurtarıp gerçek hayata çıkarmak, yapmacıksız tabii bir söylentiyle, günlük yaşayış içinde halktan insanları yakalamak.Her çeşit kelimeyi konuyu şiire sokmak, halk deyişlerinden yararlanmak ve toplumla ilgili yergiye yer vermek
ESERLERİ:
Şiirleri: Garip,Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi, Karşı
Nesirleri: Sanat ve Edebiyatımız, Bindiğimiz Dal
OKTAY RIFAT HOROZCU (1914-1988)
Şiirleri; Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üzerine Şiirler, Güzelleme, Karga İle Tilki, Aşk Merdiveni, Denize Doğru Konuşma, Dilsiz ve Çıplak,
Koca Bir Yaz
MELİH CEVDET ANDAY (1915)
Telgrafname, Yanyana.
Denemeleri : Çevirileri; İngiliz Edebiyatından Denemeler
Tiyatroları : Komedya, İçerdekiler, Gizli Emir.